Freelance iş hayatı
Freelance iş hayatı çok zevkli. En güzel tarafı tepenizde hesap vermek zorunda olduğunuz bi adam yoktur. Kafanıza göre dışarı çıkarsınız kimse bişey demez. Biyere gitmeniz gerekirse izin almanız gereken bir mercii yoktur. Çalışma saatleri tamamen size, keyfinize ve kahyasına kalmıştır. Geç kalma gibi bir derdiniz yoktur. Bütün ipler sizin elinizdedir. Kısaca kimse için çalışmazsınız sadece kendiniz için çalışırsınız.
Kötü tarafları da yok değil. En gıcık tarafı “nerde çalışıyosun” dediği zaman geçiştirmek zorunda kalıyosunuz. Çünkü bu işi anlatmaya çalışsanız iki saat muhabbet etmeniz gerekecek ve ayrıca karşı tarafın da bu işten ne kadar anladığı önemli. Çoğu insan biyerde çalışmayı sabahın köründe küfür ede ede uyanıp kahvaltı bile yapmadan evden çıkıp lüks arabasıyla şirkete gelen patronun ağız kokusunu çekmek olarak algıladığı için farklı bir tarzda çalışmanın da mümkün olduğunu anlatmak boşa vakit kaybından başka birşey değildir.
Freelance iş hayatında hergün kendinizi geliştirirsiniz. Bu gelişmenin faydasını tamamen siz görürsünüz. Sizi kimse sömürmez. Üzerinizden onbinler kazanıp size binbeşyüz veren kimse yoktur. Bin de kazansanız onbin de kazansanız tüm para sizindir ve en güzeli de para helaldir. Alnızın teri elinizin emeğidir. O parayla aldığınız ekmeğin tadı hiçbir yerde yoktur. O parayla ödediğiniz faturanın size yaşattığı gururu en güzel kadınlar bile yaşatamaz. Kafanıza göre takılıyorsunuz ve hayatınızı idame ettiriyorsunuz. Bundan daha güzel ne olabilir?
Bununla birlikte freelance iş hayatı size birçok şey öğretecektir. Vakti nasıl değerlendireceğinizi öğreneceksiniz. İki gün içerisinde en fazla 2 saat uyuyarak bir web sitesinin çok dilli admin panelini yazmayı öğreneceksiniz. Müşterilerle bizzat görüştüğünüz için insan ilişkileriniz iyileşecek. Bazı insanlar o kadar kibar oluyorlar ki sizin de kibar olmanız icab ediyor. Ayrıca sizden memnun kalmış bir müşteri başka işler de getiriyor ve böylece hep yeni şeyler öğreniyorsunuz. Bu öğrendiklerinizi bizzat uyguladığınız için de hiç unutmuyorsunuz. Beş yıl sonra bile karşılaşsanız aynı hız ve pratikte yapabiliyorsunuz. Bu meziyetlere bir şirkette çalışırken sahip olamazsınız. Bitirdiğiniz her işten sonra kendinize bir-iki günlük tatiller verebiliyorsunuz. Pazartesi günü herkes işe giderken siz denize gidebiliyorsunuz. Yeni iş fırsatları ve yeni fikirler yakalayabiliyorsunuz. Piyasadaki eksikleri daha iyi görebiliyorsunuz. Kısacası hayatınız monotonluktan kurtuluyor ve sürekli yeniliklerle karşılaşıyorsunuz. Para kazanmanın gerçekten önemli bir faaliyet olduğunu daha iyi anlayabiliyorsunuz. Ülkemizi mahfeden memur zihniyetinin zararlarını her gün daha iyi farkediyorsunuz. Televizyon gibi beyin uyuşturucu şeylerden uzak durmayı öğreniyorsunuz. Gündemi gerçek kaynağından yani internetten takip ediyorsunuz. Haberleri kulağınıza fısıldayan bir sahtekar olmuyor karşınızda. Haberi okuyarak öğreniyorsunuz ve bu haberlere insanların yaptığı yorumları okuyarak kamuoyunun gerçek düşüncesini öğrenebiliyorsunuz. Hatta siz de kendi yorumlarınızı yazabiliyorsunuz.
Bir şirkette çalışırken geçirdiğiniz zamanın aynısını kendi işinizi yaparak geçirdiğiniz için yine aynı parayı kazanıyorsunuz. Belki ilk başlarda biraz az oluyor ama bu kötü gibi görünse de vakti değerlendirme yeteneğini kazandırdığı için istikrarlı olmaya başlıyorsunuz ve bundan sonra kazancınız gitgide yükseliyor. Önceden çalıştığınız şirket kadar kazanmaya ve hatta bunu katlamaya başlıyorsunuz. İkiyüz liralık zam istemek için aylarca kafa patlattıktan sonra önünüzü ilikleyip patronun karşısına çıkıp süt dökmüş kedi gibi ağız burun eğmek zorunda kalmıyorsunuz. Emeğinizin hakkı neyse müşteriden onu istiyorsunuz o kadar. Ağız burun eğerek değil delikanlı gibi konuşarak anlaşıyorsunuz. Ha bir gün iyi maaş veren bir şirkete başvurursam ve bu makale karşıma çıkarsa sorun değil. Bir patron bu laflarımdan dolayı gocunuyorsa cehennemin dibine kadar yolu var.
Bu işte en önemli şey güven. Eğer müşteriye gerekli güveni verirseniz o da siz de bahtiyar olursunuz. Güven vermek öyle laf ile olmaz. Laf ile en fazla kapora alırsınız sonra ya hava gazı alırsınız ya da soluğu karakolda alırsınız. Adam kendisini dolandırdığınız için sizi polise şikayet edebilir. Sonra mahkemelik filan olursunuz mazallah. Durduk yere başınıza bela alırsınız. Bu işlerde dikkatli olmak ve verilen sözü yerine getirmek çok önemli. Güven böyle kazanılır. Müşteriyle karşılıklı güveni sağladığınız zaman herşey tıkır tıkır işler.
Bu işin başka bir kötü tarafı da üç kuruşa beş köfte isteyen tiplerle çok karşılaşıyor olmanız. Adam web sitesinin android uygulamasını istiyor ücret olarak 100 tl veriyor. Bunu bu fiyata yapamam diyorsunuz, bilsem ben yaparım zaten diyor. Cem Yılmaz’ın bir lafı var. S.ker misin sabaha mı bırakırsın diye. Aynı o hesap. Bu gibilere söylenecek en iyi şey tamam kardeş haklısın hadi kendine iyi bak deyip Skype’tan silip engellemektir. Gereksiz insanlarla boşa vakit harcamayın. O adam öpülmeye müstehak. Liselinin biri çıkar ben 50 liraya yaparım abi der parayı alır sonra da işi eline yüzüne bulaştırıp ortadan kaybolur. Adam da anlar ki haaa demekki ucuz etin yahnisi yenmiyormuş, Emir kardeş doğru söylüyormuş. Ama iş işten geçmiştir eşşeği Niğde’ye sürmek gerekir.
Uyku problemi diye birşey yoktur. Sabahın köründe ayağa dikilmeniz gerekmez çünkü sabaha kadar program yazmışsınızdır. İşiniz ne zaman biterse o zaman uyursunuz ve uyandığınız zaman kimse size niye bu kadar uyudun diye lagaluga yapmaz. Herşeye ayıracak vaktiniz vardır, vaktinizi siz yönetirsiniz. Bu çok önemli. Bugün bütün şirketler çalışanlarına kendi vakitlerini kendilerinin yönetmelerini istemektedir. Vakti verimli kullanmak çok önemli ve freelance iş hayatında bunu gerçekten başarıyorsunuz. 24 saatinizi, 7 gününüzü ve hatta kendinizi biraz daha geliştirdiğiniz zaman 30 gününüzü nasıl değerlendireceğinizi belirleyip uygulamaya sokabiliyorsunuz. Bunu hiçbir eğitim kurumu size öğretemez çünkü bu iş başında öğrenilecek birşey. Alışkanlıkları değiştirmekle alakalı bir durum. Freelance iş hayatında kötü alışkanlıklarınızı iyilerle değiştirmek zorundasınız çünkü bunu yapmazsanız bu sektörde tutunamazsınız. Uykuyu, sosyal hayatı, teknik işleri kısaca herşeyi nasıl planlayıp vakit ayıracağınızı çok iyi şekilde öğrenirsiniz. Bu yüzden istediğiniz kadar uyur istediğiniz kadar çalışırsınız.
Son olarak toparlarsak freelance iş hayatı çok renklidir. Hayatı gri ve tonlarından çıkartıp üç rengi de istediğiniz gibi kullanmanıza olanak sağlar. Bu yüzden işimi, masamı, bilgisayarımı ve oturduğum sandalyeyi seviyorum. 45 tl’ye aldığım kablosuz klavye fare setini seviyorum. 200 tl’ye aldığım 128 GB SSD harddiskimi seviyourm. Intel i5 işlemcili bilgisayarımı seviyorum. Bu makaleyi okuyanları seviyorum okumayanların da en kısa zamanda okumalarını istiyorum. Şimdilik esen kalın.
0 yorum